IUF Ankara’daki bombalı saldırıyı emek, barış ve demokrasiye karşı yapılmış barbar bir saldırı olarak kınıyor!
10 Ekim Cumartesi günü Ankara’daki ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ mitinginin başlangıcında patlayan iki bomba, bu yazının kaleme alındığı an itibariyle, resmi olarak 86 kişinin canını aldı ve yüzlerce insanı yaraladı. 2 sendika örgütü Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ile doktor ve mühendislerin örgütleri Türk Tabipler Birliği(TTB) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) mitingin düzenleyicileri arasındaydı. 2 sendika örgütü saldırıyı kınamak ve insanların cenazelere katılımını sağlamak için Pazartesi başlamak üzere 2 günlük grev çağrısında bulundu. Uluslararası Gıda, Tarım, Turizm Sendikaları Federasyonu (IUF) ölenlerin aileleri, meslektaşları ve arkadaşları ile birlikte kurbanların yasını tutmaktadır.
Halkların Demokratik Partisinin (HDP) seçim başarısının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otoriter bir yönetim kurma hedefini bozması olarak görülmesinden bu yana Türkiye’de şiddet ve demokratik muhalefetin suç sayılması arttı. Ekim 10 bombalı saldırıları yeni ve hatta daha tehlikeli bir sürece işaret ediyor.
HDP’nin seçim başarısı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidar üzerindeki kurumsal kontrolünü derinleştirme planlarını engellemekle kalmadı, AKP ve onun müttefiklerinin temel söylem ve yöntemlerine karşı HDP, geniş tabanlı demokratik bir alternatif olarak, tüm sisteme karşı derinden bir tehditi temsil etti.
Bombalı saldırılar ve şiddet seçim kampanyalarına, Erdoğan’ın muhaliflerine ‘terörist, marjinaller, geyler ve ateistler’ diyerek çamur atmasıyla damgasını vurdu. Şimdiye kadar saldırılara karşı herhangi bir araştırma ya da kavuşturma yapılmadı. 7 Haziran genel seçimlerinden bu yana ve Kasım ayındaki erken seçimlere hazırlık aşamasında saldırgan hitabet, demokratik muhalefete kısıtlama ve temel haklara saldırılar şiddetlendi. Ankara bombalı saldırılarının uzun bir kuluçka dönemi vardı.
Hükümet bombalı saldırıları kınadı ve ‘teröre karşı savaş’ çerçevesinde bir soruşturma sözü verdi. AKP’nin ‘teröre karşı savaş’ çerçevesi, iktidar partisinin şiddet ve otoriter yöntemlerine karşı batılı hükümetleri tarafsız hale getirdi. Miting hazırlıkları devam ederken polis koruması eksikti ve patlamalar sonrası, polisin göstericilere gözyaşartıcı bomba ve tazyikli su sıktığını ve yaralılar ile ölmek üzere olanlara ilk yardımın yapılmasına engel olduğunu görgü tanıkları teyit etmişlerdir.
IUF, Türkiye’deki kardeşleri ile tam bir dayanışma içerisindedir. Bu zamanda, Türkiye’de hükümetin tüm yurttaşların güvenliğini güvence altına almasından ve temel demokratik haklara saygı göstermesinden emin olmak için her ülkeden sendikaları Türkiye üzerinde mümkün olan tüm uluslararası baskıyı kurmaya davet ediyoruz.