Geniş tanımlı işsiz sayısı 6.5 milyona yaklaştı!
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in bugün (16 Mayıs 2016) açıkladığı Şubat 2016 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarını değerlendirdi:
TÜİK’e göre 2016 Şubat ayında dar tanımlı işsizlik oranı 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 0,3 azalışla yüzde 10,9 oranında gerçekleşti. Ancak işsizlik ve istihdamda vahim tablo sürüyor.
Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 20’ye ulaştı.
Dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 224 olurken, geniş tanımlı (gerçek) işsiz sayısı 6,5 milyona yaklaştı.
İmalat sanayiinde istihdam kaybı devam ederken, artış hizmetler sektöründe gerçekleşti.
Tarım dışı işsizlik yüzde 12,7, genç işsizliği ise yüzde 18,6 olarak gerçekleşti.
İşsizlikte toplumsal cinsiyet eşitsizliği bütün boyutlarıyla sürüyor. Tarım dışı genç kadın işsizliği yüzde 24,4’e ulaştı.
Genç ve eğitimli işsizliğinde çarpıcı artışlar var. Son iki yılda 181 bin üniversite mezunu işsizler ordusuna katıldı.
Üniversite mezunu işsizlerin sayısı 670 bine ulaştı. Üniversiteli işsizlikte iki yıllık artış yüzde 35 oldu.
678 bin işsiz iş bulma ümidini kaybetti.
Türkiye yüksek işsizliğe sahip ülkeler arasında yer almaya devam ediyor.
Evde engelli bakım hizmetleri ve toplum yararına programlarda çalışanların istihdam kapsamında değerlendirilmesi istihdamı yapay olarak artırıyor.
İşsizliğin ve İstihdamın Görünümü
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in bugün (16 Mayıs 2016) açıkladığı Şubat 2016 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarını değerlendirdi:
İşsizliğin Görünümü
TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı (standart) işsizlik oranı bir önceki yılın Şubat ayına göre yüzde 0,3 azalış göstererek yüzde 10,9 olarak gerçekleşti. Böylece işsizlik oranları çift haneli seyrini korumaya devam etti. İşsizlik oranları 2014 Şubat ayına göre ise yüzde 0,7 artış gösterdi. Dar tanımlı işsizlik hesaplamasına göre işsiz sayısı 3 Milyon 224 bin kişi oldu.
Grafik 1: İşsizlik Oranları (Şubat 2016)
TÜİK tarafından kullanılan dar tanımlı (standart) işsizlik hesaplamaları işgücü piyasalarındaki gerçek durumu yansıtmıyor. Dar tanımlı işsizlik hesaplarının taşıdığı kısıtlar nedeniyle, işsizliğin gerçek boyutlarının anlaşılması için geniş tanımlı (alternatif) işsizlik verilerine bakmak zorunludur. -Dar ve geniş tanımlı işsizlik oranları hesaplamasına ilişkin metodolojik not rapor ekinde yer almaktadır-.
Geniş tanımlı işsizlik oranı Şubat 2016’da yüzde 19,9 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 6 milyon 437 bine çıktı. Böylece ülkemizdeki gerçek işsiz sayısı 6,5 milyona yaklaştı. Bu tablo işgücüne dahil her beş kişiden birinin işsiz olduğu anlamına geliyor.
İşsizlik oranlarında son iki yılda yükseliş eğilimi sürüyor. Değişik ölçütlere göre hesaplanan neredeyse tüm işsizlik oranlarında son iki yılda yükseliş eğilimi gözleniyor (Tablo 1).
Tablo 1: İşsizlik Oranları (2014-2016)
İşsizlik Türü 2014 Şubat 2015 Şubat 2016 Şubat
Dar tanımlı işsizlik* 10,2 11,2 10,9
Geniş tanımlı işsizlik (U6)* 20,5 20,5 19,9
Tarım dışı işsizlik 12,1 13,2 12,7
Kadın işsizliği 11,5 13,2 12,7
Kadın işsizliği (tarım dışı) 15,5 17,3 16,3
Genç işsizliği 17,0 20,0 18,6
Genç işsizliği (tarım dışı) 19,4 22,3 20,8
Genç kadın işsizliği (tarım dışı) 23,2 27,9 24,4
Yüksek öğrenim işsizliği 9,0 10,6 9,9
Yüksek öğrenim işsizliği (kadın) 12,9 15,8 14,3
* Açıklamalar bölümüne bakınız
Tarımsal istihdamda ücretsiz aile işçiliğin önemli bir yer tutması nedeniyle, işsizlikte gerçek durumu anlamak için tarım dışı işsizlik verileri büyük önem taşıyor. Nitekim tarım dışı işsizlik oranları yüzde 12,7 ile standart işsizlik oranının oldukça üzerinde gerçekleşti. Son iki yılda tarım dışı işsizlik oranlarında artış eğilimi sürmektedir (Tablo 1, Tablo 2).
İşsizliğin toplumsal cinsiyet boyutunda çarpıcı eşitsizlik devam ediyor. Kadın işsizliği her alanda daha yüksek seyrediyor. Kadınlar daha az istihdam edilip daha çok işsiz kalıyor. Şubat 2016’da yüzde 12,7 olarak gerçekleşen kadın işsizliği ortalama işsizlik oranının oldukça üzerindedir. Tarım dışı kadın işsizliği yüzde 16,3, tarım dışı genç kadın işsizliği ise yüzde 24,4 ile en yüksek işsizlik türüdür. Yüksek öğrenimli kadın işsiz oranı ise yüzde 14,3’tür. 2014-2016 arasında işsizler ordusuna katılan 399 bin işsizin 223 bini, yüzde 56’sı kadındır. Oysa kadınların işgücüne katılım oranı sadece yüzde 31’dir.
Genç işsizliğinde de iç karartıcı bir tablo söz konusudur. 2014 Şubat ayında yüzde 17 olan genç işsizliği Şubat 2016’da 18,6’ya yükseldi. Tarım dışı genç işsizliği ise yüzde 20,8 ile daha da yüksek seyretmektedir. Yüksek öğrenimli işgücünde işsizlik 2014 Şubat ayında yüzde 9 iken 2016 Şubat ayında yüzde 9,9’a çıktı.
Tablo 2: İşsiz Sayıları (2014-2016) (Bin)
İşsizlik Türü 2014 Şubat 2015 Şubat 2016 Şubat 2014-2016 Artış
Dar tanımlı işsiz* 2 825 3 226 3 224 399
Geniş tanımlı işsiz (U6)* 6 278 6 456 6 437 159
Kadın işsiz (genel) 942 1 151 1 165 223
Genç işsiz 760 919 877 117
Yüksek öğrenimli işsiz 488 657 669 181
Yüksek öğrenimli işsizlik artış eğilimi ürkütücü boyuttadır. Şubat 2016’da yüksek öğrenimli işsiz sayısı 669 bine ulaştı. Şubat 2014’ten bu yana tam 181 bin üniversite mezunu işsiz ordusuna katıldı. Yüksek öğrenimli işsiz sayısı son iki yılda yüzde 35 oranında arttı. Yüksek öğrenimdeki işsizlik son yıllarda yapay biçimde artırılan yüksek öğrenim kapasitesinin bir sonucu olarak da görülebilir.
Grafik 3: Eğitim Durumuna Göre İşsiz Artış Oranı (2014-2016)
Türkiye’nin işsizlik oranları karşılaştırmalı olarak da yüksek seyrediyor. Avrupa Birliği’nin istatistik ajansı Eurostat verilerine göre AB 28 ülkeleri, ABD, Japonya, Norveç ve İzlanda’nın da aralarında yer aldığı 33 ülke arasında Türkiye yüksek işsizlik oranı ile 8. sırada yer alıyor. İşsizliğin Türkiye’den yüksek seyrettiği ülkeler Yunanistan, İspanya, Hırvatistan, Güney Kıbrıs, Portekiz, İtalya ve Slovakya. AB 28 ülkelerinin işsizlik ortalaması yüzde 9 ile Türkiye’nin oldukça altında bulunuyor (Grafik 2).
Grafik 2: İşsizlik Liginde Türkiye’nin Yeri (2015)
Kaynak: Eurostat, 2015 4. Çeyrek Verileri
İstihdamın Görünümü
Şubat 2016 döneminde istihdam edilenlerin sayısı 26 milyon 456 bin olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı döneminde yüzde 44,4 olan istihdam oranı ise yüzde 45,3’e yükseldi. Ancak kadınların istihdam oranı yüzde 27,2’de kaldı.
Son iki yılda istihdamda 1 milyon 457 bin kişilik artış yaşandı. Ancak bu artışın hangi sektörde yaşandığı büyük önem taşıyor. İmalat sanayinde, tarımda ve madencilikte kan kaybı sürüyor. Tarımda 179 bin, imalat sanayiinde 93 bin ve madencilikte 15 bin kişilik iş azalması yaşanırken hizmet sektörü istihdamında artışlar yaşandı. Toptan pekende ticaret, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri, eğitim, idari destek ve hizmet faaliyetleri istihdam artışı içinde önemli bir yer tutmaktadır. Toptan ve perakende hizmetlerde son iki yılda 268, konaklama (turizm) sektöründe 183 bin iş yaratıldı. Büyük oranda kamu sosyal hizmetlerinden yararlananlardan oluşan insan sağlığı ve sosyal hizmetlerde ise 216 bin iş yaratıldı.
Grafik 4: Sektörlere Göre İstihdam Artışı (2014-2016) (Bin)
İstihdam artışında son yıllarda dikkat çeken eğilim kamu sosyal yardımları alanların ve aktif işgücü programlarına katılanların istihdam kapsamında değerlendirilmesidir. Bu konuda iki kategori özellikle dikkat çekicidir. Bunlar evde engelli bakım hizmeti ödeneği alanlar ile “toplum yararına” programlarda çalışanlardır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre evde engelli bakım yardımından yararlanan engelli yakını sayısı 470 bin civarındadır. Öte yandan Mart 2016 itibariyle Toplum Yararına Çalışma Programlarında (TYÇP) çalıştırılanların sayısı ise 277 bindir. Bu iki program kapsamında olanların toplamı 750 bin civarındadır.
Evde bakım hizmeti alan engelli yakınlarının istihdam içinde kabul edilmesi oldukça tartışmalıdır. Primsiz ödemeler kapsamında sosyal yardım alanların istihdamda kabul edilmesiyle istihdam yapay olarak artmaktadır. Oysa bu kişiler iş mevzuatı kapsamında iş sözleşme ile çalışmamaktadır. Memur ve diğer kamu görevlisi olarak da kabul edilmeleri mümkün değildir. Kendi hesabına çalışan ve işveren de olmayan bu kişilerin istihdam kapsamında sayılması istihdam verilerini tartışmalı hale getirmektedir. TÜİK evde engelli bakım ödeneği alanları Hanehalkı İşgücü Araştırması kapsamından çıkartmalıdır.
İstihdam verilerini şişiren bir diğer kategori ise sadece 9 ay boyunca TYÇP kapsamında çalıştırılan ve iş yasası kapsamında işçi sayılmayanlardan oluşuyor. TYÇP programları kapsamında çalıştırılan işsizler bir yandan istihdamda görünürken öbür yanda işçilerin sahip olduğu haklara sahip değiller. Toplum Yararına Çalışma Programları, “İşsizliğin yoğun olduğu dönemlerde veya yerlerde doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla özellikle istihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engelleyerek işgücü piyasasına uyumlarını gerçekleştirmek ve bunlara geçici gelir desteği sağlamak amacıyla İŞKUR tarafından uygulanan programlardır. ”Bir diğer ifadeyle bu programlar aktif işgücü piyasası programlarıdır. Bu program kapsamında çalışanlar iş mevzuatı kapsamında işçi kabul edilmemektedir..
Eğer evde engelli bakım ödeneği alanlar ve toplum yararına programlarda çalışanlar TÜİK tarafından istihdam kapsamında değirilmeseydi toplam istihdam 750 bin kişi daha az olacaktı. Bu durum istihdam oranlarının düşmesi ve işsizlik oranlarının artması anlamına gelecekti. TYÇP ve evde engelli bakım ödeneği alanların istihdam kapsamında sayılması istihdam ve işsizlik verilerini perdeliyor ve gerçek durumdan saptırıyor.
Değerlendirme ve öneriler
TÜİK’in Şubat 2015 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçları istihdam ve işsizlik konusunda ciddi olumsuzlukların sürdüğünü teyit etti. İşsizlik iki haneli rakamlarda seyrederken, tarım dışı işsizlik, genç ve kadın işsizliği kaygı verici boyutunu koruyor.
Son iki yılda yaşanan istihdam artışında imalat sanayiinin payı yok denecek kadar azdır. Dahası son bir yılda imalat sektörü istihdamında azalma yaşanmıştır. İstihdam artışı hizmet sektöründe ve bu sektörün belli alt sektörlerinde yaşanmaktadır. Son yıllarda kamu sosyal yardım programları kapsamında olanların istihdam içinde gösterilmesi sonucu istihdamda önemli bir şişme ve yapay artış sağlanmıştır. Bu artışları reel istihdam olarak değerlendirmek mümkün değildir.
İşsizliğin azaltılması ve istihdamda kalıcı ve güvenceli artış sağlanması için önerilerimiz:
“Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “insani iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.
Güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Kamu taşeron işçileri için öngörülen Özel Sözleşmeli Personel (ÖSP) uygulamasından vazgeçilmeli ve bu işçiler kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır.
Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
TYÇP kapsamında çalıştırılanlar daimi işçi statüsüne geçirilmelidir.
Çırak ve stajyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.
İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kullanımına son verilmelidir
Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.
Metodolojik Not:
Bu rapor Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına dayalıdır. Raporda yer alan tablo ve yorumlar DİSK-AR’a aittir ve kaynak gösterilmek suretiyle serbestçe kullanılabilir.
Dar tanımlı işsizlik: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kullanılan işsizlik hesaplama yöntemidir. Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan (kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiçbir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı da olmayan) kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişiler işsiz kabul edilmektedir.
Geniş tanımlı işsizlik (U6, Unemployment 6): Klasik dar tanım kapsamında yer alan işsizler yanında, iş bulma ümidini kaybeden işsizleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan işsizleri, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları kapsayan alternatif işsizlik tanımıdır. Çalışma ekonomisi literatüründe kullanımı giderek artan bir hesaplama yöntemidir.