“GREV YASAĞINI TANIMIYORUZ.”
Önce Bursa/Orhangazi’de faaliyet yürüten ve 647 işçinin çalıştığı Asil Çelik işyerinde örgütlü sendikamız Birleşik Metal-İş’in başlatmak üzere olduğu grev, gece yarısı alınan bir Bakanlar Kurulu kararıyla 60 gün ertelendi.
Hemen ardındandan EMİS’e bağlı 13 fabrikada çalışan ve 2200 işçiyi kapsayan TİS görüşmelerinin tıkanması üzerine 20 Ocak’ta başlayan metal işçilerinin grevi de bir kaç saat sonra aynı şekilde ve aynı gerekçeyle, “milli güvenliği bozucu” nitelikte olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Erteleme süresi sonunda işçilerin yeniden greve çıkma hakkı olmadığı için bu kararlar yasaklama anlamına geliyor.
Birleşik Metal İşçileri sendikası yaptığı temsilciler kurulu toplantısının ardından yasağı tanımayacakları ve mücadeleye devam açıklaması yaptı. iş yerlerine dönen işçiler anlaşma sağlanana kadar üretim yapmayacak. Metal işçilerinin bu onurlu mücadelesini selamlıyor ve sonuna kadar bu doğru kararlarının yanında olacağımızı ilan ediyoruz. Bu saldırı sadece metal işçilerine yönelik bir saldırı değil tüm işçi sınıfımıza yapılmış bir saldırıdır. işçilerin en önemli hakkı olan grev hakkımızı sonuna kadar savunacağız.
15 yıllık iktidarı döneminde farklı işkollarında birçok grevi yasaklayan AK Parti hükümeti yine metal işçilerinin iki sene önceki grevini de aynı gerekçeyle yasaklamıştı. Anlaşılan o ki patronların çıkarlarıyla milli güvenliği bir tutan hükümet, patronlar ne veriyorsa işçilerin onunla yetinmesi gerektiğini düşünüyor. Vergi affı, SSK pirim desteği gibi grev yasaklarını da patronlara bir teşvik olarak sunabileceğini zannediyor.
Grev hakkı işçi sınıfının uzun ve zorlu mücadelelerle kazandığı en önemli haktır ve patronlara karşı haklarını koruyabileceği tek “silah” tır. Grev hakkı yoksa hiçbir hak yok, pazarlık yok demektir. Haklar korunamayacağı gibi sendikaların varlığı da anlamsız hale gelecektir. Anayasal bir hak olan grev hakkı, Bakanlar Kurulu kararları ile fiilen gasp edilmektedir. Bu işçi düşmanı tutum kabul edilebilir olmadığı gibi meşru da değildir. İşçi sınıfımız biricik hakkını, grev “silah”ını teslim etmeyecek ve gereken cevabı mutlaka verecektir. Çünkü bu yasak sadece birkaç fabrikadaki işçileri ilgilendiren bir yasak değil tüm işçi sınıfına yapılan bir saldırıdır. Grev yasaklarına karşı güçlü bir cevap vermek işçi sınıfımızın ve tüm sendikaların görevidir.
Başta DİSK’e bağlı sendikalar olmak üzere bütün sendikalar ve emek örgütleri, tüm ayrılıkları bir tarafa bırakarak acilen bir araya gelmeli ve hükümete geri adım attıracak bir eylem planı belirlemelidir. Ülke genelinde yapılacak birkaç saatlik bir iş bırakma eylemi gibi uyarıcı ve caydırıcı eylemler örgütlenmeli ve metal işçileriyle güçlü bir dayanışma gösterilmelidir. Grev hakkı bugün yeniden ve fiilen kazanmamız gereken bir haktır. Grevler yasaklanıyorsa, direnmek haktır.